Günümüzdeki internet kullanıcılarının tarayıcılarını çalıştırdıklarında ana sayfa linki olan Google.com; hepimizin bildiği bir arama motorundan çok daha öte bir yapıya sahip. Dünyanın en değerli ve en çok kar eden şirketleri arasında olan Google sadece bir arama motoru mu ?
Google’ı çok büyük bir bilgisayar bilimi ile yazılmış ve geliştirilmiş tamamen kullanıcı dostu bir arama motoru olmaktan ziyade, kendi içerisinde pek çok araçları barındıran web teknoloji grubu olarak basitçe tanımlanabilir. Bugün bilinen ve Google imzalı pek çok web teknolojisi sayılabilir. Ancak ülkemizde en çok kullanılan 3 özelliğinden bahsedilebilir, Gmail (Google mail), Google maps ve Google maps’in bilgisayarda kullanamak için çıkardığı program olan Google Earth. Google esasen bunlarla sınırlı değil. Bunlarla beraber kullanıcıların internaktif ortama aktarabilecekleri heran heryerde işlemlerini görebilecekleri pek çok çözümü ve aracı bünyesinde barındırıyo. Bu pek fazla bilinmeyen araçlarına geçmeden önce belki de arama motorunu hergün pek çok kez kullanıyorken aklımıza gelmiştir. Google istediğimiz herhangi bir kelimenin karşılığı olarak onca siteyi nerden biliyo? Bu site nerden girdi dünyamıza nasıl başlandı? İlk Google nasıl bir şey di ? Biraz bunlara değinelim.
Google’ ın Tarihçesi
Larry Page ve Sergey Brin başlangıçta tez çalışması olarak BackRub adlı bir arama motoru üzerinde çalışmaya başladılar. Amaçları dev bir bilgi yığını olan interneti bölümlemek ve arananları daha kolay bulunabilir bir hale getirmekti. Bunun için yeni bir teknoloji geliştirirler. Bu teknoloji, interneti klasik motorlara göre daha farklı bir şekilde inceliyordu. Bu yüzden kısa sürede adları tanınmaya başladı. Google başlangıçta google.stanford.edu adresinde faaliyete geçti ve depolama için kullanacakları terabytelık diskleri Larry’nin yurt odasına koyuyorlardı. Bu arada da tasarılarını ticari hayata geçirmek için girişimci aramaya başladılar.
Yahoo’nun kurucusu David Filo ile bir görüşme ayarlanır. David onlara tasarılarını geliştirmelerini ve belirli bir noktaya geldikten sonra müşteri aramalarını tavsiye eder. Büyük şirketlerin ilgilerini çekemeyeceklerini anlayan ikili kendi başlarına devam etmeye karar alırlar. Ama bu seferde veri merkezi kurarken kullandıkları kredi kartları başlarına dert olmaya başlar.
Bu sırada Sun Microsystems’in kurucularından Andy Bechtolsheim kendileriyle görüşmek ister. Fikri beğenir ve çok acelesi olduğundan Google adlı şirkete 100.000 dolarlık bir çek yazar. Ama böyle bir şirket var olmadığından parayı bir süre tahsil edemezler. Daha sonra yakınlarından topladıkları 1 milyon dolar sermaye ile 7 Eylül 1998 de bir arkadaşlarının garajında Google’ı kurarlar. Aynı yıl PC Magazine adlı derginin Google’ı en iyi 100 site arasında göstermesi ve yılın en iyi “arama motoru” seçmesi arama motorunun tanınırlığını katlamıştır.
Google Teknolojisi
Google’ın arama teknolojisi ve kullanıcı arabirim tasarımı Google’ı günümüzün ilk-nesil arama motorlarından farklı kılar. Sadece anahtar sözcük veya meta arama teknolojisi kullanmak yerine, Google en önemli sonuçları ilk getiren, gelişmiş PageRank™ teknolojisine dayanır.
PageRank ağ sayfalarının önemini nesnel bir ölçeğe uyarlar; bu 500 milyon değişken ve 2 milyar terimden oluşan bir denklemin çözülmesiyle hesaplanır. PageRank ağın çok sayıda bağlantılı yapısını düzenleyici bir araç olarak kullanır. Doğal olarak, Google, Sayfa A’dan Sayfa B’ye kurulmuş her bağlantıyı, Sayfa A’dan Sayfa B’ye bir “oy” olarak yorumlar. Google bir sayfanın önemini aldığı oylarla belirler. Google ayrıca oyu veren sayfayı da inceler.
Google’ın karışık ve kendi kendileştirilmiş arama yöntemleri, insan müdahalesine engel olur. Diğer arama motorlarından farklı olarak; Google, hiç kimsenin daha yüksek listeleme yapamayacağı ve ticari amaçla sonuçları değiştiremeyeceği bir şekilde yapılandırılmıştır.
Google teknolojisi kısaca bu şekilde tanımlansa da aslında tescillenmiş PageRank teknolojisi google’ı Google yapan en önemli teknolojidir. Yukarıda kısmen tanımlamış ve anlatmış olsam da PageRank haftalarca anlatılacak, yüzlerde sayfaya sığmayacak bir allagoritma ve mantığa sahiptir. Yukarıda belirtilen tanım karmaşık gelebilir bu yüzden kısaca tanımadıktan sonra merak edenler için çok daha ayrıntılı anlatacağım.
PageRankTM Nedir?
PageRank TM (sayfa değeri) Google’ın aranan siteye koyduğu kendi içerisinde denklem ve hesaplama formülü bulunan sayfa oyu değeridir. Bu değer 0 ile 10 arasında değişir. Basit bir mantıkla sitenin ziyaret edilme yüzdesi ve var olan web sitenizin başka web sitelerinde linklerinin bulunması, bu bulunan linklere bağlı olarak, linkinizin bulunduğu web sitesinin sizin web sitenizin içeriği ile benzerlik göstermesi yüzdelerinin birleşiminin matematiksel hesaplarla bir değer atanmasıdır. PageRank değeri 0 ile 10 arasında değişsede asla 10 değerini alamaz. Bunu matematikteki limit mantığı ile açıklarsak nasıl limit sonsuza giderken asla sonsuz olamazsa buda bu mantığa dayanır. Çünkü, pagerank değerinin 10 olması demek; dünya üzerinde aktif yayın yapan her web sitesinde sizin web sitenizin linkinin olması bununla beraber her web sitesinde bulunan içeriğin sizin web sitenizle %100 oranında ilişkili olması gerekir. Bir kıyasla PageRank değerini üreten Google kendi sitesi olan Google.com un bugun PageRank değeri 8.4 civarındadır.
PegaRankTM (sayfa değeri) mantığını biraz daha açarsak,
Sayfa Değeri, sitenin doğal yapısına ve link içeriğine uygun olarak sitenin değerinin bir göstergesidir. Google, bir linki A sayfasından B sayfasına, B sayfası için A sayfasını kullanarak bağlar. Aynı zamanda sayfanın hakkının yenmemesi için bazı içerik analizleri de yapar. Kendisini “önemli” yapan kriterlerde iyi yerlerde olan bir site önem sıralamasında diğer sitelerin üzerine çıkacaktır. Yani bir sitenin Google Arama sonuçları sıralamadaki yeri onun için önemli olan birçok kriterlerin birleşimi sonucunda belirir.
Önemli, yüksek kalitesi olan siteler, Google’ın her arama yapıldığında hatırladığı, daha yüksek PageRank’a (Sayfa Sıralaması) sahip olurlar. Tabiki, önemli sayfalar eğer aradığınız sorgu ile uyuşmuyorsa size bir şey ifade etmezler. Bu sebeble, Google aramalarınızda hem önemli hem de konu ile ilgili sayfaları bulmak için PageRank’i karmaşık bir metin uyuşma tekniği ile birleştirir. Google aradığınız terim’in kaç defa sayfada görüntülendiğininde ilerisine gidip o sayfanın içeriğini tüm yönleri ile inceleyip (ve o sayfaya link veren sitelerin içeriğini) sizin sorgunuza iyi bir sonuç mu diye karar verir.
Google, aynı zamanda spam amaçlı siteleri Google Ban ile cezalandırıp tüm indexlerini silerken, yeni açılan sitelerinde hızlı bir şekilde arama sonuçlarında yükselmesini engelleyen Google Sandbox sistemlerini de kullanmaktadır. Sandbox’a giren bir site 3-6 ay boyunca ne kadar iyi olursa olsun, Google tarafından denenir ve belirli bir sürenin sonunda arama sonuçlarında daha iyi bir yere getirilir.
Ancak site sıralamasını etkileyen tek parametre PageRank değildir. Site sıralamasını esasen “alakalılık” ve “önemlilik” değerlerini kombine etmeye çalışan Google algoritması için de Topic Sensitive Page Rank olarak tartışılan kavramın etkili olduğu düşünülmektedir. Google bize pagerank konusunda bazı bilgiler vermiştir. Elimizde olan veriler şunlar: – Dünyadaki tüm sitelerin pagerankı toplamı 1 sayısına eşittir. – Pagerankın Google tarafından açıklanan resmi formülü aşağıdadır: A sitesi için pagerank bulma formülü şu şekildedir.
PR(A) = (1-d) + d (PR(T1)/C(T1) + … + PR(Tn)/C(Tn))
formüldeki değişkenler şunlardır:
PR(A)= A sitesine ait pagerank degeri.Tüm siteler için ilk başta 1 kabul edilimektedir. d = “damped down” faktörü denilen özel bir katsayı ve 0.85 kabul edilmekte.Pi sayısı gibi özel bir katsayı. PR(Tn) = A sitesine link veren herhangi bir sitenin pagerank degeri. C(Tn) = A sitesine link veren sitenin başka sitelere verdigi link sayı adeti.
Sen bana link ver ben sana link vereyim mantığının incelemesi
d= 0.85 PR(A) = (1 – d) + d*(PR(B)/C(Tn)) PR(B) = (1 – d) + d*(PR(A)/C(Tn))
Degerleri yerine koyarsak : PR(A)= A sitesine ait ilk pagerank degeri ilk başka biz 1 kabul ediyoruz. d= 0.85 katsayı değerinde olduğunu google bize söylüyor. PR(B)= B sitesine ait ilk pagerank degeri 1 kabul edildi. C(Tn) =1 dir. Yani A sitesinden ve B sitesinden dış dünyaya verilen link sayısı adeti 1 oldugundan 1 alıyoruz. Eger A sitesi başka sitelerede link vermiş olsaydı verdiği link sayı adetini yazacaktık. Yukarıdaki örnek için sadece bir adet siteye link verildiğinden 1 rakamını yazıyoruz denkleme.
PR(A) =(1-0.85) + 0.85*(1/1) = 0.15 + 0.85 x 1 = 1
PR(B) =(1-0.85) + 0.85*(1/1) = 0.15 + 0.85 x 1 = 1
Sistemin ortalama pagerank değerlini Kontrol edelim Pr(A)+ Pr(B)=2 2 /2 (Sistemde iki adet site mevcut oldugundan)=Sistemin ortalama pagerankı= 1
En basit iki siteli link degişim örnekli şu matematiksel denklem ile bile görüldüğü üzere Sen bana link ver ben sana link vereyim olayında pagerank falan kazanılmıyor. Link degişmezden öncede pagerank degeri 1 idi link degişimi yaptıktan sonrada pagerank degeri yine 1 oldugunu gördük ve ispatladık.Bu ispatı google matematik formülü ile yaptık.
Bir webmasterın mantıklı bir link degişimi yapabilmesi için en az iki tane sitesi olmalı. 1 tane ana sitesi olmalı bir tanede yedek sitesi olmalı. Yedek sitesi ile link toplamalı orada biriken link gücünü anasitesine göndermelidir.
Çapraz link degişimi yapılırsa ancak o zaman pagerankında artış gerçekleşiyor. Ama Türkiyedeki bir çok webmaster arkadaşımız sen bana link ver, ben sana link vereyim mantığı içinde oldugundan ülkemizdeki sitelerin pagerank degerleri düşük seviyelerdedir. İşte olayın matematiksel yaklaşımı bu şekildedir. Pagerank=matematiktir. Google Türkçe siteleri sevmiyor falan gibi basit düşünceler yerine, matematiksel modelleme ile olaya yaklaşırsak daha yüksek pagerank degerliklerine bizim türkçe içerikli sitelerimizinde kavuşacağını görmüş olduk.
Özet: Sitene link veren adamın sitesinde ne kadar çok link varsa senin hissene o kadar az pagerank düşünüyor. Karşılıklı link değişimi yapılırsa pagerank artmıyor.
PageRank değerinin çalışma prensibini şekillendirirsek;
Şeklinde bir görüntü ile karşılaşırız.
Google anlatma bitmeyen bir boyutta ilerlemiş ve ilerlemeye devam etmektedir. Şirketin GooglePlex denen merkez ofisi Kaliforniya’da bulunur ve tüm dünyada 20,000 civarında kişi çalıştırır. Şirketin sermaye ortakları, Kleiner Perkins Caufield & Byers ve Sequoia Capital’ı kapsıyor. Şirket ayrıca, içerik sağlayıcı şirketlere özel web arama çözümleri de sunuyor. Google’ın piyasa değeri 2007 sonu itibariyle 219 milyar Amerikan dolarıdır. Bu rakam ABD borsalarının en büyük 5. şirketi olduğunu göstermektedir.2005 yılı sonu ise değeri 114 milyar dolardı. Google allagoritmasından ve çalışma mantığından bukadar bahsettikten sonra biraz daha bilinmeyen araçlarına geçelim.
Yazının başında bahsettiğim bilinen “Gmail”, “GoogleMaps”, “GoogleEarth”, web tarayıcısı “ GoogleChrome” gibi araçları için bilinmeleri ve kullanılıyor olmalarına rağmen anlatılacak pek çok özellikleri var. Bu yazımda pek çok kişinin aktif olarak kullanmadığı ve kullanmalarını şiddetle tavsiye ettiğim, “GoogleCalender”, “GoogleAnalytics” ve “GoogleDocs” dan bahsedeceğim.
“GoogleCalender” (Google Takvim)
İlk açtığımızda her bilgisayar programında, elimizde taşıdığımız cep telefonlarının hepsinde bulunan klasik bir ajandaya benzese de içlerine girdiğimizde ve kullanmaya başladığımızda aslan bilindik klasik ajanda programlarında çok daha farklı olduğunu görebiliriz. Sıradan ajanda özelliklerini içinde bulundurmasının yanında en önemli özelliklerinden bir tanesi herhangi bir tarihe ve zamana koyduğunuz bir aktiviteyi, aktiviteden önceki istediğiniz bir zamanda size haber vermesidir. Bu cümleden sonrada elbette “e ne var bunda bunu yapması lazım zaten” cümlelerini duyar gibiyim. Google’ın farkı bu hatırlatmayı isterseniz mailinize isterseniz cep telefonunuza SMS olarak atması ve bunu ücretsiz olarak sağlamasıdır. Tabiki özellikleri burada bitmiyor. Bugün türkiyede internet kullanan insanların %70’inden fazlası Facebook kullanmakta ve bunu pek çok etkinlikten haberdar olmak için kullanmaktadır. Bu etkinlikler içerisinde kişilerin oluşturdukları organizasyonların yanı sırada otomatik olarak listenizdeki kişilerin doğum günleride gözükmekte. Ancak bu aktiviteleri öğrenebilmek için Facebook üzerinde online olmanız gerekmektedir. Google takvim farklı şuradadır; Google Takvim in paylaşım özelliği sayesinde Google Hesabı olan herhangi bir kişiye oluşturduğunuz etkinlik kaydını veya bütün takviminizi paylaşabilirsiniz. Bu olay Google takvim in en önemli özelliklerinden bir tanesidir. Güzelliğini bir örnekle açıklamaya çalışacağım. Örneğin arkadaşlarınızla belirlediğiniz bir günde buluşacaksınız ve bunu duyurmak istiyorsunuz. Google takviminiz üzerinde bunun etkinliğini açtınız, Google mail kullanan arkadaşlarınıza tek tek bunun davetiyesini gönderebilirsiniz. Bu davetiye her kişinin mailine ulaşır, maili açan kişi davetiye linkine tıkladığında davet kabul edilmiş olur ve kişinin takvimine o gün eklenir. Eğer kişi yada kişilerde hatırlatma şekli olarak Telefonla hatırlatma kullanıyorlarsa sizin önceden hatırlatmasını istediğiniz zamanda herkese o etkinlik SMS olarak gidecektir. Bir güzel yanı daha etkinlikte herhangi bir değişiklik yaptığınızda (günü ve saati gibi) bu değişiklik için tekrardan davet göndermek zorunda olmamanız. Değişiklikleriniz otomatik olarak daveti kabul eden arkadaşlarınızın takvimlerinde de değişecektir.
Google takvimin önemli özelliklerinden bir tanesi oluşturduğunuz bir takvimin paylaşılabilmesi ve paylaşılan bu takvimin kolaylıkla başka kullanıcıların kendi takvimlerine ekleyebilmesidir. Örneğin kendi hesabımda üniversitenin vize ve final programını oluşturdum veya ders programını, bu takvimi paylaştım. Bunu aynı Google da arar gibi arama kelimeleri ile kişiler takvim aradılar. Aranıp bulunan takvimi listelerine eklediler. Bunun sonucunda aynı takvim kendi hesabınızda da karşınıza gelecek ve gene belirlenen zamanlarda uyarılar sms veya mail yoluyla size ulaştırılacaktır.
“GoogleAnalytics” (Google Analiz)
Kısaca bir web sitesini analiz etmek amacıyla tasarlanmış tamamen ücretsiz bir araçtır GoogleAnalytics. Amatör düzeyde bir web tasarımcı olarak yıllarca pek çok ücretsiz veya ücretli olarak web sitelerine yapılan girişleri kontrol etmek için araçlar kullandım. Bunların yetersiz olduğu durumlarda biraz daha ayrıntı göstermesi için çok fazla kodla boğuşmak gerekti. İşte “GoogleAnalytics” tam burada imdada koşuyor.
“GoogleAnalytics” web sitesine istediğiniz herhangi bir sayfanın içeriğine eklenen ufacık bir kod ile; web sitenine yapılan ziyaretleri öle bir istatistikle tutuyor ki, daha da ileriye gidip site üzerinde hangi bölgelere daha çok tıklanmış, sitenin nerelerine reklam vermek sizin için daha karlı olur gibi tahmini analizler sunup kullanıcıya yol bile gösteriyor. İşin en güzel kısmı ise bu hizmetlerin hepsini ücretsiz olarak sunuyor her zamanki gibi.
Google analizi anlatmakla bitmez. Google’ın bütün araçlarında olduğu gibi analizin de arayüzü bilgisayar kullanmaya yeni başlayan bir kullanıcı için bile oldukça basitleştirilmiş ve dilimizi de destekliyor.
Analizin sunduğu istatistik bilgilerine kısaca değinecek olursak
- Web sitesine giren kullanıcı sayısı
- Giren kullanıcıların sitede nekadar süre geçirdikleri
- Sitede geçirilen süreye bağlı olarak sitenizde kullanıcıların ortalama okadar nekadar zaman geçirdikleri
- Hangi sayfaları ziyaret ettikleri ve hangi sayfalarda en uzun süre kaldıkları.
- Sitenize girip “A bu benim aradığım değilmiş diyip” hemen çıkan kullanıcıların yüzdesi.
- Sitenizi nerden buldukları örneğin; başka bir site üzerindeki linke tıklayarak mı geldiler yoksa bir arama motorunda aratılan bir kelime sonucunda mı, eğer bir arama motoru tarafından sitenizi bulup ziyaret etmişlerse sitenizi bulmak için kullanılan arama kelimeleri.
- Google arama motorunda veya herhangi bir arama motorunda sitenizin hangi kelimelerle arandığı ve kelimelerin ziyaret sayıları.
- Sitenize dünya üzerinde hangi ülkelerden girdikleri.
- Sitenize giren kullanıcıların işletim sistemleri, kullandıkları ekran çözünürlükleri ve kullandıkları tarayıcılar. Bunların toplam ziyaret sayısına göre yüzdeleri. Bu istatistikler sayesinde web sitenizi hangi ekran çözünürlüğünde tasarlamanız ve hangi tarayıcıya en uyumlu şekilde yapmanız daha uygun olur gibi fikirler edinebilirsiniz.
- Bütün bu verilerin 3 boyutlu grafiklerle anlatılması .
- İstediğiniz bir tarih aralığında istediğiniz raporları görüntüleme özelliği.
- Bütün bu raporları pek çok kullanılan formatta dökümlerinin alınıp bilgisayarınıza kaydede bilmesi. (.pdf, .xls, .xml, .cvs, .tsv formatlarını desteklemektedir.)
Google analiz başlı başına web sitenizin nasıl işlediğiniz sizden daha iyi bilerek bunu size anlatan özel asistanınız gibi bir davranış gösteriyor. Kısacası bir webmasterın (Web tasarımcı) aklından geçen istekler ve çok daha fazlası Google analizde mevcut.
“GoogleDocumentsTM”
Size bir mail atıldı, bu mail içerisindeki eklerde bulunan Office belgelerini okumanız, değerlendirmeniz, düzenlemeniz, değişiklik yapmanız ve tekrardan mail atmanız gerekti. Böyle bir durumda zoraki bulduğunuz bir bilgisayarda var sayalım ki Office programı yok, “ne yaparsınız ? “ sorusunun cevabını karşılamak için geliştirilmiş bir araç olmaktan çok öte tam bir Office yazılımını web2 teknolojisi üzerine kurarak kullanıcıların hizmetine her aracında da olduğu gibi ücretsiz olarak “GoogleDocuments” ile sunuyor. Google döküman tam bir web üzerinde Office ara yüzüne sahip bilgisayarınızdaki bir browser tarafından çalıştırılan, web üzerinde sizin adınıza açılmış bir yükleme alanı üzerine dosyalarınızı kaydeden bir Office programı aslında. Google döküman ile bilgisayarınıza yüzlerce dolar ödeyerek yüklenilen Microsoft Office sürümleri birebir benzerlik gösteriyor. Özellikleri arasında hiç bir fark yok. Aksine Google döküman bütün bu işlemleri interaktif ortama taşımış olmasının avantajlarını kullanıyor. Mesela hazırladığınız bir Office word belgesini Google dökümanlara yüklediniz veya zaten Google döküman ile oluşturduğunuz bir belgeniz var. Bunu listenizdeki kişiler ile veya istediğiniz kişiler ile mail adresleri aracılığı ile paylaşabilirsiniz. Paylaştığınız kişiler bu belgeyi görebilir veya sizin yetkileriniz doğrultusunda değiştirebilirler. Böylece mail atmak yada maile eklemek karşınızdaki ile yaşanacak format sorunları, gönderdiğiniz kişinin bilgisayarında Office programı olup olmaması gibi sorunları ortadan kaldırmış olursunuz.
Google dökümanların bütün Office biçimlerini (word, Excel, Powerpoint, PDF) yanı sıra bir özelliği ve benim en beğendiğim özelliği form oluşturmadır. Bu bir konu üzerinde pek çok insanın fikri gerekti. Mesela bir anket gibi soracağınız sorulara verilecek cevaplar gibi. Bunu Google dökümanların içerisinde form oluşturarak , oluşturduğunuz bu formu arkadaşlarınıza mail atarak ( mail atılması sonucunda mail ekranında direk olarak görüntülenir.) paylaşabilir, paylaştığınız kişilerde gönderdiğiniz formu doldurur sadece bir gönder butonuna tıklayarak sizin hesabınızdaki formunuzun databankına kayıt olur. Üstelik bu kayıt alanı bilindik Excel formatı gibi satır ve sütünlardan oluşur. Okuması ve işlemesi çok kolaydır. İstediğiniz formatta bilgisayarınıza kaydedebilirsiniz.
Diğer Google Araçlarına kısa kısa
Bu zamana kadar anlattıklarımın her biri birer dosya konusu olacakken 3-5 satıra sığdırmaya çalıştık. Ancak bunların yanında kısa kısa en azından adından bahsedip dikkatinizi çekmek isteyeceğim birkaç aracı daha var google’ın.
GoogleTranslate: bahsedilmesi gereken araçlardan bir tanesi dünya üzerindeki bilinen ve kullanılan 51 dil de kendi aralarında çeviri yapabilen bir araç. Bu çeviri yapılan diller arasında Türkçede dahil. Türkçe bir kelimeyi Malezya diline çevirebilirsiniz.
GoogleNews: Günümüzde artık gazetelerin yerini bile internet haberciliği ve haber siteleri aldı. Google böyle bir zamanda imdadımıza yetişmiş. Mesela internette ençok okunan haberlerin istatistiklerini tutup , bizim adımıza interneti dolaşarak bize sunuyor. Bunun yanında bir haberin hangi haber sitelerinde yayınlandığını göstermekte. En güncel ve en hit haberleri karşımıza getirip aslında bizi bir uraştan daha kurtarıyor Google.
GoogleBlogger: Günümüzde artık kişisel kullanıcıların yazılarını, hayatlarındaki kesitleri, bir konuyu anlatmak için, bildiklerini paylaşmak için paylaştıkları alanlar bloglar. Google bu konuda da geride kalmıyor.
GoogleAkademik: Akademik bir yayın aramak. Bir tez bir makale gibi uluslar arası alanda kabul görmüş araştırma yazılarını internette arama kelimeleri ile aramak için googleın geliştirdiği muhteşem bir araç.
GoogleKitap Arama: bir kitap arıyorsunuz, sadece ismini veya sadece yazarı gibi tek bir özelliğini biliyorsunuz. Kitabı nerden temin edebileceğiniz, hangi yayın evinden kaç yılında çıktığına kadar bütün özelliklerini aradığınız kelimeye göre getiren muhteşem bir kitap arama motoru.
Google SketchUp: 3B modeller oluşturmak, bu modelleri değiştirmek ve paylaşmak için kullanabileceğiniz bir yazılımdır. Öğrenmesi diğer 3B modelleme programlarından daha kolaydır. Birçok kullanıcının bu uygulamayı kullanmasının nedeni de budur. SketchUp uygulamasının basitleştirilmiş araç kümesini, yardımlı çizim sistemini ve karmaşık olmayan görünümünü şu iki noktaya yoğunlaşmanıza yardımcı olmak için tasarlandı.
GoogleTalk: Google Mesajlaşma, sesli ve görüntülü konuşma yazılımları arasında da geride kalmadı. Kendi testlerime göre ise bence en iyisini yaptı.
Bunların yanında Google şimdilik adı internette Chrome olarak dolaşan işletim sistemini çıkarmaya hazırlanıyor. İnterneti biraz dolaştığınız ilk ekran görüntülerini görmeniz mümkün ve Googleın hazırladığı her araç gibi ekran görüntülerine bakmak bile insanı heyecanlandırmaya yetiyor. Şuan için piyasanın işletim sistememi konusunda tek hakimi olan Microsoft; tahtını interaktif ortam ve web2 teknolojileri konusunda Google’a bırakmışken, işletim sistemi konusunda bırakacak gibi gözüküyor. Microsoft Ceo’su Steve Ballmer katıldığı her konferansta Google chrome işletim sistemini eleştiriyor olması aslında google’ın nedenli etkili bir işletim sistemi ile geldiğinin habercisi.
Emre TONBİL
Social Profiles